18 Haziran 2011 Cumartesi

Henüz işin başındayız| Daha çok yolumuz var.

Maçla ilgili, oyunla ilgili hiç bir şey yazmayacağım. En azından teknik yönden yani.
Bu takımı anlatmak, onları övmek yetmeyecektir.Çünkü onlar çok fazla şeyi hakettiler aslında.
Final serisi başlamadan önce çoğu Galatasaray'lının aklında şampiyon olmak yoktu. Çünkü bu takımın bu sezon hedefi buralar hiç değildi. Buraya gelmelerindeki en büyük etken ise 'mücadele' etmesiydi Galatasaray'ın.
Bunu sağlayan kişide Oktay Mahmuti'dir benim için.
Şimdi Oktay Mahmuti'nin önemini, yerini anlatmak çok zor. Kelimeler yeterli olurmu bilmem. Ama tek bildiğim ve istediğim bu adamın bu takımdan gitmemesi.
3-4 yıllık bir planlama vardı Galatasaray'da. Yani hedef 3. - 4. yıllarda buralara gelmekti. Galatasaray bunu bu yapılanmanın ilk senesinde gerçekleştirdi. Takım yetenek ve kapasite anlamında ne kadar sınırlı olsada, bir o kadar mücadele ettiler. İstediler ve savaştılar.
Yıllardır bir numaralı branş olan futbolda göremediğimiz Galatasaray ruhu, Abdi İpekçi'de vardı bu sezon.
Bu takıma, bu adamlara hiç bir eleştiri yapılamaz. Yapılmamalıdırda. Son topa kadar mücadele etmek ne demek herkese göstermiştir bu takım.
Maçın bitimine 5 saniye kala Jerry Johnson'ın topu alııp, 'arka bahçe'den üçlüğü sokması bile bir olaydır benim için.
Bu takım herşeyi hakediyor. Ve ben inanıyorum bu takıma , bu adamlara.
Maç sonunda Oktay Hoca'nın takımını etrafına alması, onlara sarılması bile duygulandırdı beni. Tutku'nun, Shipp'in, Jerry Johnson'ın ağlamaları. Büyük Koç'un gözlerinin dolması herşeyden önemlidir benim için.
Bu takım her türlü desteği hakediyor...


Ve bu pankartı koyuyorum en sona;
Hangi şampiyonluk yüreğinizden daha büyük?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder