28 Temmuz 2010 Çarşamba

Elveda Raul Gonzalez...




Böyle bir günün geleceğini belki de çoğu kişi hayâl bile etmiyordu. Raul Gonzalez Blanco, artık Real Madrid'in oyuncusu değil.

Madrid'in meleği, İspanya'nın altın çocuğu, efsane kaptan; yani Raul, Real Madrid'de 16 muhteşem sene geçirdi. Bu zaman dilimi içerisinde ise bebekyüzlü bir futbol yıldızından, Real Madrid için sembol bir isim haline dönüştü.

Raul'un kaderi, 15 yaşındayken Real Madrid'in ezeli rakibi Atletico Madrid'in altyapısından atılmasıyla değişti. Santiago Bernabeu yolunu tutan bu çocuk, 2 yıl içerisinde as takıma yükselmeyi başardı.

Real Madrid'in bugünkü sportif direktörü Jorge Valdano, takımın başındayken Raul'u C takımdan as takıma aldı ve ona henüz 17 yaşındayken ilk La Liga tecrübesini yaşattı. Sakat olan Velazquez'in yerine Real Zaragoza karşısında takımdaki yerini alacaktı. Raul ilk maçında golle tanışamazken, Real Madrid 3-2'lik yenilgiyle sahadan ayrılıyordu. Ancak bir haftaki sonra 4-2'lik Atletico Madrid galibiyetinde takımının ikinci golünü atmış ve devamı fazlasıyla gelmişti...

Raul, bu takımda bulunan herhangi bir futbolcudan daha fazlasıydı. Kulübün şaaşalı, savurgan yapısına zıt bir karaktere sahip olan Raul, saha dışında mütevazı hareketleriyle, saha içinde ise attığı gollerle milyonların sevgisini kazanmayı başardı.

Raul, yıllar boyunca teknik heyette ve kadroda yaşanan değişiklere rağmen 7 numaralı formasını sırtından çıkarmadı. Luis Figo, Zinedine Zidane, Ronaldo, Roberto Carlos ve David Beckham gibi isimler bu kulüpten geldi geçti, ancak Raul müthiş bir bağlılık gösterdi takımına.

Yıldız futbolcunun Fernando Morientes ile yaptığı işbirliği gerçekten inanılmazdı. İkili, yıllar boyunca müthiş bir hücum gücü oluşturmuş ve 6 sezon içinde toplamda 245 gole imza atmayı başardı.

Son alkış Raul, Real Madrid forması altında attığı son golünü kutluyor


Raul'un Real Madrid'deki peri masalı belki de 2003 yılında sona erecekti. Chelsea, Florentino Perez'e tam 85 milyon avro, Raul'a ise yıllık 10 milyon avro teklif etmişti. Ancak kaptan, bu teklifi gözü kapalı reddetti.

Yukarıda da bahsettiği gibi, bu takıma çok büyük yıldızlar, çok büyük golcüler geldi. Ancak kalıcı olan, istikrarlı olan Raul oldu. 'Altın çocuk' bir krala dönüşse de, onun da devri sona erdi.

Raul'un Real Madrid macerası anlatmakla bitmeyebilir. Real taraftarı, onu hiçbir zaman başka bir takımın forması altında düşünemezlerdi. Ne İspanya'da, ne de yurt dışında. Ne de olsa o bu kulübün artık sembol isimlerinden bir tanesiydi, kırılmadık rekor bırakmamıştı.
İlginç bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor; Raul, bir Real Zaragoza maçıyla sırtına geçirdiği bu formayı, yine bir Real Zaragoza maçı sonrası bir daha giymemek üzere çıkardı. Bu da kaderin bir cilvesi olsa gerek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder