31 Mayıs 2011 Salı

Transfer politikası


Transfer sezonu başlar. Taraftarlar heyecanlanır, yöneticiler yoğun bir tempoya girerler. Kısacası Türkiye için yaz sezonu > kış sezonu. 
Bu dönemde ise her takım için onlarca isim konuşulur. Şu gelecekti, karısı istemedi, şu geldi ama çocuklarının eğitimi söz konusuydu derken, ortaya attıkları 98 isimden 1'i tutar ve biz demiştik olur.
Konumuz aslında yukarıdaki paragrafla hiç alakalı değil. Fakat yinede değineyim dedim.  Neyse. İşte bu yaz sezonunda, böyle adı yazılan, ismi geçen oyuncuların çoğu, hatta hepsi yabancı oyunculardır. Her takım her sezon    flaş yabancı transferler peşinde koşar, taraftarı coşturacak, stada adam toplayacak futbolcu arar. Haklıdır da aslında yöneticiler. Taraftar bunu ister çünkü.
Ama es geçtikleri ciddi bir nokta var. Hiç bir takımı yabancıları şampiyon yapmamıştır şimdiye kadar Türkiye'de. Hiç bir zaman.
Bu zamana gelene kadar, Beşiktaş'ın efsane kadrosundan herkes Metin-Ali-Feyyaz diye söz eder mesela. UEFA Kupasını alan kadroda, tamam Hagi'si, Taffarel'i, Popescu'su vardı. Ama onların yanında ki yerli kadroya bakın birde. İki sene sonra dünya üçüncüsü olan takımın omurgasıydı.
Ardından 2008 sezonunda şampiyon olan Galatasaray, ya da iki sezon üst üste şampiyon olan Fenerbahçe'nin kadrolarında da yerli kalitesi hep belli bir çıtanın üstündeydi.
Geçen sezon Bursaspor'da yaşattı bize bu gerçeği, bu sezon Fenerbahçe'de.

Galatasaray Drogba'nın, Ronaldinho'nun, Kallström'ün peşinden koşuyor diye yazıyor gazeteler. Ama bana kalırsa Selçuk İnan, ve olası bir Ersan Gülüm transferi hepsinden daha önemlidir Galatasaray için. Mevlüt, Gökhan İnler vs isimlerin adı da geçiyor. Yani yapılması gereken, olması gereken bu aslında. Tamam iyi yabancılarınız olur, hepsi yıldız olur, ama Türkiye'de oynuyorsanız, kadronuzda en az beş tane de yerli futbolcu bulundurmak zorundasınızdır, ve bence, ligin kaderini o süper yıldız olan 6 yabancı değilde, kalitesi belli bir çıtanın üzerinde olan yerli oyuncular belirler...
Bakın son iki senenin Galatasaray'ına. Dos Santos'u, Kewell'ı, Baros'u, Jo'su, Keita'sı , Elano'su, Misimovic'i ve daha saymadığım bir çok dünya çapında bir yere gelmiş, ve adı duyulmuş oyuncu geldi. Başarı geldi mi? Hayır...
Bakın bu senenin Beşiktaş'ına. Quaresma,Guti,Fernandes, Simao ,Almeida,o ve bu geldi geçti. Ne oldu? Beşiktaş 5. oldu...
Sözün özü. Türkiye'de başarı istiyorsanız, Türk kadronuz iyi olacak. Hepsi budur...
Kusura bakmayın, uzatmışım biraz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder